E VİTAMİNİ NEDİR?
E vitamini, dördü tokoferol ve dördü tocotrienol olmak üzere8 kimyasal formda bulunan bir vitamindir. Bu vitaminin insan vücudunda kullanılabilen tek formu alfa tokoferol olarak adlandırılan formdur.
E vitamini yağda çözünür, yani emilir ve benzer şekilde vücuttan yağlara geçer. Karaciğer ve yağ dokusunda depolanır ve gerektiğinde kullanılır.Karaciğere ek olarak kalp, böbrekler, böbrek üstü bezleri, kaslar ve dokularda da bir miktar E vitamini depolanabilir.
Günlük E vitamini ihtiyacı erkekler için 10 mg, kadınlar için 8 mg düzeyindedir. Çocuklar için ise günlük ihtiyaç çocuğun yaşına göre 3-10 mg aralığında değişmektedir. Bu gereksinimin günlük olarak karşılanması oldukça önemlidir.
E vitamini, beyin, cilt, göz ve dolaşım sistemi sağlığının yanı sıra görme için de önemli bir besin bileşiğidir.Vücuttaki birçok organın ve hormonal sistemin düzgün şekilde çalışabilmesi için yeterli E vitamini düzeyine sahip olmak gerekir.
E vitamini, insan vücudundaki hücre zarlarını çeşitli reaktif oksijen tiplerinden koruyan bir antioksidandır.
Serbest Radikaller / Oksidatif Stres ve E vitamini
Vücuttaki serbest radikaller, onları kararsız hale getiren, eşleşmemiş elektrona sahip moleküllerdir. Vücudunuzda sürekli olarak serbest radikaller oluşur. Bu kararsız moleküller, vücuttaki hücrelerle hasara neden olabilecek şekilde etkileşime girer. Süreç kartopu gibi ilerler, hücreler zarar görebilir ve vücut hastalığa karşı savunmasız hale gelir.
E vitamini gibi antioksidanlar, serbest radikalleri dengesizleştiren eksik elektronları bağışlayarak serbest radikalleri nötralize eder. Antioksidanlar birçok gıdada bulunur ve ayrıca gıdalarda bulunan vitamin ve mineraller kullanılarak vücudumuzda da üretilir.
Serbest radikaller ayrıca sağlık için gerekli olan önemli işlevlere de hizmet eder [1]. Örneğin, bağışıklık hücreleriniz enfeksiyonlarla savaşmak için serbest radikalleri kullanır [2]. Bu nedenlerle, vücudunuzun belirli bir serbest radikal ve antioksidan dengesini koruması gerekir.
Serbest radikallerin sayısı antioksidanlardan fazla olduğunda, oksidatif stres adı verilen bir duruma yol açabilir. Uzun süreli oksidatif stres, DNA'nıza ve vücudunuzdaki diğer önemli moleküllere zarar verebilir. Bazen hücre ölümüne bile yol açar. DNA'nızın hasar görmesi kanser riskinizi artırır ve bazı bilim adamları bunun yaşlanma sürecinde çok önemli bir rol oynadığını teorileştirmiştir [3] [4].
Hava kirliliği, sigara, alkol, toksinler, yüksek kan şekeri seviyeleri, çoklu doymamış yağ asitlerinin yüksek alımı, aşırı güneşlenme dahil radyasyon, bakteriyel / fungal / viral enfeksiyonlar, aşırı demir/ magnezyum / bakır / çinko alımı, vücudunuzda çok fazla veya çok az oksijen, doku hasarına neden olan yoğun ve uzun süreli egzersiz, aşırı antioksidan alımı / antioksidan eksikliği vücuttaki serbest radikal sayısının ve dolayısıyla oksidatif stresin artmasına yol açar.
Uzun süreli oksidatif stres, kardiyovasküler hastalık ve belirli kanser türleri gibi olumsuz sağlık sonuçları riskinin artmasına neden olur.
E vitamini vücutta antioksidan işlevi gösterir [5] [6] [7] [8]. Serbest radikalleri indirgeyerek vücutta zararlı etkilere yol açmalarını önlemeye yardımcı olur. Bu sayede oksidatif stresi azaltmaya, hücrelerde genetik hasarların oluşumunu önlemeye destek olur, kanser başta olmak üzere birçok hastalıkla savaşmaya yardımcı olur.
Üzerinde daha çok araştırma yapılması ihtiyacı olsa da yapılan sınırlı araştırmalarda E vitamininin şu faydaları olduğu gözlenmiştir:
E Vitamininin Diğer Faydaları
E Vitamini Eksikliği Nedir?
E vitamini eksikliği genellikle E vitamini açısından düşük bir diyetten ziyade diyet yağının sindirilmesi sürecinde ortaya çıkan bir sorun nedeniyle oluşur.E vitamini eksikliği nadir görülen bir durumdur ve sinir sistemi üzerinde sinir ağrısı, yani nöropati gibi sorunlara neden olabilir.
AKADEMİK ARAŞTIRMALAR
[1]A. Rahal, A. Kumar, V. Singh, B. Yadav, R. Tiwari, S. Chakraborty, L. Dhama (2014). Oxidative stress, prooxidants, and antioxidants: the interplay. Biomed Res Int. 2014; 2014 : 761264.
[2] M. B. Hampton, A. J. Kettle, C. C. Winterbourn. Inside the neutrophil phagosome: oxidants, myeloperoxidase, and bacterial killing. Blood. 1998 Nov 1;92(9):3007-17.
[3] A. K. Singh, P. Pandey, M. Tewari, H.P. Pandey, I.S. Gambhir, H. S. Shukla (2016). Free radicals hasten head and neck cancer risk: A study of total oxidant, total antioxidant, DNA damage, and histological grade. J Postgrad Med. 2016 Apr-Jun; 62(2): 96–101.
[4] I. Liguori, G. Russo, F. Curcio, G. Bulli, L. Aran, D. Della-Morte, G. Gargiulo, G. Testa, F. Cacciatore, D. Bonaduce, P. Abete (2018). Oxidative stress, aging, and diseases. Clin Interv Aging. 2018; 13: 757–772.
[5] G. Y. Lee, S. N. Han (2018). The Role of Vitamin E in Immunity. Nutrients 2018, 10, 1614.
[6] M. G. Traber and J. Atkinson (2007). Vitamin E, Antioxidant and Nothing More. Free Radic Biol Med. 2007 Jul 1; 43(1): 4–15.
[7] A. Altıner, H. Atalay, T. Bilal (2017). Bir Antioksidan Olarak E Vitamini. Balikesir Saglik Bil Derg Cilt:6 Sayı:3 Aralık 2017.
[8] E. Niki, K. Abe (2019). Vitamin E: Structure, Properties and Functions. Chemistry and Nutritional Benefits, 2019, pp. 1-11.
[9] J. J. Thiele, S. Ekanayake-Mudiyanselage (2007). Vitamin E in human skin: Organ-specific physiology and considerations for its use in dermatology. Molecular Aspects of Medicine 28 (2007) 646–667.
[10] L. A. Beoy, W. J. Woei, Y. K. Hay (2010). Effects of Tocotrienol Supplementation on Hair Growth in Human Volunteers. Trop Life Sci Res. 2010 Dec; 21(2): 91–99.